Hayat bazen sözlerin yetersiz kaldığı bir noktaya gelir. O an, kelimeler ne kadar da istense de bir türlü doğru şekilde dökülmez.

Bir bakış, bir gülümseme, belki de gözlerdeki hafif bir hüzün, içinde anlatmak istediklerimizin hepsini dile getirir. Bazen hiç konuşmadan, her şeyi anlatırsın.

Bir insanın iç dünyasını, ruhunun derinliklerini anlamak için illa ki konuşmasına gerek yoktur. En zor zamanlarımda, kelimelerin yetersiz kaldığı anlarda, yanımda oturan birinin sessizliği bana her şeyi anlatıyordu. Hiç bir şey söylemeden, sadece varlıklarıyla, gözlerinin içindeki incelikle, sessizce varlıklarını hissettiriyorlardı. O anlarda, sözlerin gereksiz olduğunu anlıyordum; çünkü kalbinin dili, bambaşka bir frekansta konuşuyordu.

Bazen, bazen sadece bir dokunuş yeter. Birini sarhoş edecek kadar samimi bir öpücük ya da her şeyin yolunda olduğunu anlatacak bir el sıkma. Ama o anlar, aslında hiçbir sözle ifade edilemeyecek kadar derin anlamlar taşır. Hangi kelime bu kadar içten, bu kadar gerçek olabilir ki? Hangi cümle, içinde barındırdığı duyguyu bu kadar saf şekilde dışarı verebilir? Hiçbiri. Çünkü gerçek duygular, her zaman sesini kaybeder. İnsanın içindeki hisler, sözlere dökülmediğinde, en güçlü şekilde var olurlar.

Belki de bu yüzden bazı ilişkiler, bazen yalnızca bakışlarla yürür. Birbirini tanıyan insanlar, o kadar derin bağlarla birleşir ki, tek bir bakış bile her şeyi anlatabilir. Bazen birinin yanında sessiz kalabilmek, aslında en güçlü güveni, en büyük anlayışı işaret eder. O an, konuşmasak da biliyoruz, birbirimizi anlamak için kelimelere ihtiyacımız yok. Birbirimizin ruhuna, gözlerindeki kırgınlıkları, gülüşündeki huzuru ya da suskunluğundaki yalnızlığı hissedebiliyoruz.

Bir arkadaşınızın, partnerinizin ya da aile bireyinizin gözlerine baktığınızda, bazen her şey çözülür. O an, hiç konuşmasanız da, kalbinizin en derin köşelerinde, birbirinizi ne kadar sevdiğinizi ya da ne kadar acı çektiğinizi anlayabilirsiniz. Çünkü insanlar, bazen en yoğun duygularını kelimelerle değil, sessizlikle paylaşır.

Belki de sessizliğin anlamı, en derin duyguları barındırmasındadır. Konuşmadan her şeyi anlatabilmek, insanın ruhunun saflığını ve içindeki duyguların ne kadar güçlü olduğunu gösterir. Hayatta sözlerin bazen yetmediği, kalbin sesinin duyulamadığı zamanlar olur. O zaman sessiz kalmak, o kadar anlamlıdır ki. Çünkü bazen hiç konuşmadan, her şeyi anlatabilirsin.

Ve işte, belki de bu yüzden, sessizlikte bulunur gerçek bağlar. Kelimelerin arasındaki boşluklarda, her şey daha güçlü hissedilir. Sözler bir yana, kalp konuşur.