Bir çocuğun gözleri, dünyayı bizim göremediğimiz kadar yalın ve temiz görür. Ne süslü kelimelere ihtiyaç duyar, ne de derin felsefelere…

O sadece bakar, hisseder ve anlar. Çünkü onun gözlerinde hâlâ kırgınlık birikirken öfke oluşmaz, hayal kırıklıkları büyümeden unutulur. Her şeyin tamir edilebileceğine, herkesin iyi bir kalbi olduğuna inanır.

Çocuklar için dünya, henüz sınırlanmamış bir oyun alanıdır. Her çakıl taşı bir define, her yaprak bir mektuptur. Bir kediyi gördüğünde eğilir, yanına koşar. Bir arkadaş ağladığında oyuncaklarını paylaşır. Çünkü içlerinden bir ses, “birini güldürmek, senin de yüzünü güldürür” der. Bizse zamanla bu sesi bastırmayı öğrendik.

Bir çocuğun gözünden dünya çok basittir aslında:
Adalet, herkesin eşit pay almasıdır.
Sevgi, yanında olmakla başlar.
Doğruluk, içinden geleni saklamamaktır.
Ve mutluluk, genellikle bir balonla uçar…

Ama biz büyüdükçe, dünya karmaşıklaştı. Gözlerimizin içine yerleşen yorgunluk, çocukken bilmediğimiz bir histi. Kırıldık, incindik, öğrendik. Sonra o öğrendiklerimizle kendimizi korumayı sandık. Sevmeyi seçmek yerine temkinli olduk. Güvenmeyi çocukluk hatası sandık. Oysa unuttuk ki bir zamanlar biz de o gözlerle bakmıştık.

Çocuklar geleceği değil, “şu an”ı yaşar. Ve belki de bu yüzden hep daha mutludurlar. Onlar için saat kaç, yarın ne olacak, işler nasıl gidecek gibi soruların bir anlamı yoktur. Şimdi, buradadırlar. Çamurun içine girer, üstleri kirlendiğinde üzülmezler. Çünkü yaşamak, kirlenmeye de değer bir şeydir onların dünyasında.

Ne zaman bu kadar telaşlı olduk?
Ne zaman gün batımını sadece bir son olarak görmeye başladık da, onun renklerine hayran olmaktan vazgeçtik?
Bir çocuk, güneşin batışına bakar ve “gökkuşağı gibi olmuş” der. Bizse, “yarın havalar kötüleşecek” diye düşünürüz.

Bir çocuğun gözünden dünya, hâlâ güzel. Çünkü onlar savaşın ne olduğunu bilmezler. Açlık onların sözlüğünde sadece “akşam yemeğini beklemek”tir. Kötülüğü tanımlayamazlar çünkü henüz onunla tanışmamışlardır. Ve biz yetişkinler, o tertemiz gözleri kirletmemekle sorumluyuz.

Bir çocuğa iyilik gösterdiğinizde, o bunu unutturmaz. Gözleriyle sizi izlerken kalbinizi okur. Ona yalan söylediğinizde anlar ama susar. Çünkü çocukların güveni kırılınca sessizlikle savunurlar kendilerini. Büyüyünce biz de sustuk ama başka nedenlerden...

Bugün bir çocukla göz göze gelin. Onun gözlerinde bir dünya var. Daha yaşanmamış, bozulmamış, umut dolu bir dünya…
İçinizde bir yer hâlâ hatırlıyorsa, siz de o gözlerle tekrar bakabilirsiniz.
Ve belki, yeniden başlamak mümkün olur.
Çünkü her şey, bir çocuğun gözlerinde saklıdır.
Ve bazen dünya, sadece onların baktığı yerden gerçekten güzel görünür.